Back to all Post

Takdir’in Gücü

Takdir’in Gücü

GEREKTİĞİNDE  EVET  = ALMAYI KABUL ETMEK = KENDİME VERDİĞİM DEĞER

GEREKTİĞİNDE HAYIR = SINIRLARI KORUMAK    = KENDİME VERDİĞİM DEĞER

Aşağıdaki cümleler size kendinizi nasıl hissettiriyor?

1.Niye yardım isteyeyim ki?

  • Yardım istersem zayıf görünürüm?
  • Kimseye muhtaç olmadan hayatıma devam edebilirim.
  • Kabul edeceğime onsuz kalırım daha iyi.
  • Kabul edersem şöyle düşünürler.(Onlar?)
  • Evet dersem böyle düşünürler .(Onlar?)
  • Hayır dersem kırılır.
  • Hayır dersem yanlış anlaşılır. gibi mi? Yoksa

2.İhtiyacım olduğunda yardım istemek hem bana hem yardım istediğim kişiye kendini iyi hissettirir.

  • Her şeyi tek başıma yapamam ki.Ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım.
  • Evet demek beni esnek kılıyor.
  • Yardım istediğimde paylaştığımiçin yaptığım şey bana yük gibi gelmiyor.Başka şeylere odaklanmaya enerjim kalıyor.
  • Hayır’ı anlayışla karşılarsa derin dostluk kurabileceğimi biliyorum. Beni her halimle seviyor.
  • Hayır diyerek uğraşmak zorunda kalacağım bir çok seçeneği ortadan kaldırdım. Oh be!

gibi mi?

 

Şimdi izin verirseniz bir önceki yazıya dönelim. Hani her şey attığımız kodlarla ilgili idi, hani bir davranışta bulunuyorken önceki kayıtlar farkında olsak da olmasak da bizi etkiliyor idi.

Hani olaylar sadece gördüğümüz gibi değil, onları anlamlandırdığımız gibi idi.

Kendimizle ilgili attığımız kayıtlar neler söylüyor? Hiç incelediniz mi?

Diyelim ki bir karar aldık ve iç seslerimizin hepsini bir ‘günlük’e yazmaya karar verdik.

Orada neler olurdu sizce?

Bir genelleme yapıp olumsuz bir örnekle başlayalım mı ? Bakalım hoşlanacak mısınız?

1) Çocuğumuz okula gidecek ve onu uyandırmaya başlıyoruz

(İç sesimiz ; Kendisi kalkamaz, bana ihtiyacı var , kendi başına uyanamayacak kadar rahat.)

2) Kahvaltıda sürekli bir ısrar var. ‘Hadi ye!

(İç sesimiz ; kendini besleme gücüne sahip değil, ben olmazsam aç kalır.)

3) İşe gittik ve baktığımız her yerde düzeltilecek bir şeyler buluyoruz.

(İç sesimiz ; daha iyi yapabilirdi ,yeterince iyi değil, ben olsaydım vs.)

4) O kadar çok işiniz var ki müdürünüz veya amiriniz bir şey istedi, üstüne acil bir telefon, yetmedi yarım kalmış işin hemen talep edilmesi ve  çok sinirlendiniz.

(Aslında öfkeniz kendinize. İç sesiniz; her şeyi yapıyorum ama yine de istediğim anda ve şekilde olmuyor, ben yetersizim. Yetişmiyor desem veya yeni bir planlama istesem beceriksiz görüneceğim vs.)

5) Arkadaşlarınızla buluştunuz. Sohbet yakın akrabalara (kayınvalide, görümce ,eşe) geldi. Rahatlayacağım diye düşünürken kalktığınızda içinizin şişmiş olduğunu fark ettiniz.

(İç sesimiz ; kendimi olduğum gibi ifade edemediğim için istemediğim şeylerin söylenmesine razı  oluyorum. Bu da beni daha da  sinirlendiriyor. Yetersiz hissettiriyor. Çuvaldızı kendime batırmaktansa şikayet  etmeyi tercih ediyorum)

6) Akşam olur, eve gelirsiniz…bu döngü devam eder durur.

Ertesi sabah artık kalkacak gücü bulmakta zorlanırız.

Tüm gün iç seslerimiz kendi benliğimize saldırır durur.

Bu da yetmez en yakınımızda kendisi için hep en iyiyi istediğimiz çocuğumuz ve en yakınımız için de saldırı anlamına gelecek davranışlarda bulunuruz.

Bu tip olumsuz iç seslerin hepsini kanınıza karışan bir zehir olarak hayal edin.

 

Yıllarca ‘içine dön’ kelimesinin bendeki karşılığını bulmaya çalıştım.

İçe dönmek meğer sadece GÜZEL YANLARIMI GÜÇLENDİRİP PARLATMAKTAN İBARETMİŞ.

Beden zaten varlığımı onurlandırmak için kodlanmış durumda ve verdiği mesajlar çok açık ; kendimi üzersem kötü hissettiriyor kendimi onurlandırırsam iyi hissettiriyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR şekilde iyi hissetmek için sloganım; Tüm hücrelerini, iyi yaptığın şeyler için TAKDİR ET olumlu kod at…

Kötü diye bir şey yok ama şimdiki bakış açısıyla ‘kötü’ dediğin şey için de HANGİ DERİN VE BİLGE YÖNÜNÜ ORTAYA ÇIKARMAYA HİZMET EDİYOR? sorusuna çalış ve gelişime açık olduğun için yine kendini TAKDİR ET..

Zira yeni dünya düzeninde en kıymetli bulgular beyin gelişimini inceleyen bilim adamlarından geliyor ve onlar TAKDİR DUYGUSUNUN hem amigdala hem de korteks üzerindeki OLUMLU etkilerini çoktan ispatlamış durumdalar.

(20.03.2015)

Add Your Comment

MUTLU İNSAN

Duygusal Olarak Özgürdür

@2021 Esin Erek. All Rights Reserved.